Kurtlar Vadisi'nde Kim Kimdir?
  Cerrahpaşalı Halit
 

NURİ ERGİN

 

 

Karagümrük Çetesi olarak bilinen organize suç örgütünün elebaşı. Çok sayıda cinayet ve silahlı yaralama olayına karıştığı iddiasıyla İstanbul ve Eyüp adliyelerinde yargılanan Nuri ve kardeşi Vedat Ergin, isimlerini ilk kez 12 Ağustos 1998'de Eyüp Adliyesi'ndeki bir duruşmaya getirildikleri sırada cezaevi aracından firar ettiklerinde duyurdu.

30 Kasım 1998'de kardeşi Vedat ve beş adamıyla birlikte yakalanan Nuri Ergin, Sibel Can'a seks kasetiyle şantaj yaptığı iddia edilen Can Kuzu'yu dövüp çıplak fotoğraflarını çektiği yönündeki iddialarla da gündeme geldi. Bu olay üzerine sanatçı, Can, Kuzu'yu etkisiz hale getirmek için Ergin'e başvurduğu gerekçesiyle emniyette 48 saat gözaltında kaldı.

"Yatak odası çetesi"
Amerikan Haber Ajansı Associated Press'in dünyaya "yatak odası çetesi" diye tanıttığı çetenin elebaşısı Nuri ve kardeşi Vedat Ergin'in şantaj olayından sonra gerçek yüzleri ortaya çıktı.

Fatih ve Karagümrük bölgesini yıllardır kan dökerek haraca bağlayan, 1997'de Metris Cezaevi'nde çıkan isyanın elebaşısı Ergin kardeşler çetesinin çökertilmesinin, Sibel Can'a şantaj yapan Kuzu'nun, çete tarafından kaçırılarak işkence yapıldığının ortaya çıkmasıyla gerçekleştiği belirlendi.

Olayla ilgili ifade veren Nuri Ergin, Selçuk Ural'a tehdit, Sibel Can'a hakaret yağdırdı. Ergin, "Selçuk Ural, bir daha denize kaçamayacak. Onu mermi manyağı yapacağım", kardeşi Vedat Ergin ise "Sibel Can Balkan kaşarıdır" sözleriyle dikkat çekti.

İstanbul DGM'de görülen duruşmalar sırasında Ergin kardeşlerden yardım almadığını iddia eden Can'la çete üyeleri arasında gerginlikler yaşandı.

Duyar'a cezaevinde infaz
Afyon Cezaevi'ne sevk edilen Ergin kardeşler, 15 Şubat 1999'da Sabancı suikastı sanığı Mustafa Duyar'ı kurşun yağmuruna tutarak öldürdüler.

Olay sırasında Tansu Çiller'in başbakan olduğu dönemde örtülü ödeneği dolandırmakla suçlanan Selçuk Parsadan'ı da başından vurdular.

Bu olaylardan sonra Ergin kardeşler, Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Ancak aynı cezaevinde Alaattin Çakıcı ve Erol Evcil gibi çete davası sanıklarının da bulunması yeni olaylara sahne oldu.

Cezaevine cep telefonu sokulduğu iddiaları üzerine arama yapan cezaevi yönetimi Nuri Ergin'de bir telefon buldu. Cep telefonu, kavgalı oldukları yönünde basında çıkan haberlerin aksine iki çete elebaşını da birbirine yakınlaştırdı.

Alaattin Çakıcı, avukatı aracılığıyla Ergin'e yazdığı mektupta temin ettiği telefonunun çok işine yaradığını belirterek, "Kardeşim Gencay Çakıcı'nın vurulması 16 yaşında bir çocuğun yapacağı iş değil. Doğru bilgiyi senden alacağım" dedi.

Cep telefonunun içeride rahatlıkla kullanıldığı yönünde basında çıkan haberlerin ardından cezaevi yönetimi, bir sistem yerleştirerek telefonların çalışmasını engelledi. Bunun üzerine Nuri ve Vedat Ergin kardeşler, "işlerine yaramadığı" gerekçesiyle cep telefonlarını cezaevi yönetimine teslim etti.

Ancak bir süre sonra Çakıcı'nın "Bu cezaevi ya ona ya bana dar gelecek" yönünde bir açıklama yaptığının ileri sürülmesi üzerine Nuri Ergin, basına gönderdiği açıklamayla sert tepki göstererek, "Bana dostane mektuplar yazan biri düşman ise başımız üstünde yeri var. Önümüz bayram, açıkta kalınır" dedi. Bunun üzerinde Çakıcı bir avukatı aracılığıyla kamuoyuna gönderdiği başka bir mektupla Ergin kardeşlere meydan okudu. Çakıcı, mektupta; "Nuriş ve Vedat denen, kişilik ve milliyet erozyonuna uğramış, garip göçebegillere: Biraz adamlığınız varsa, basına demeç vermeyin, bu cezaevinde siz altı kişi bir arada yatıyorsunuz, ben de tek yatıyorum. Gereğini yapmazsanız, yapmayıp da basına demeç verirseniz şerefsizsiniz" dedi.

Çakıcı'ya savaş açtı
Mektup savaşlarında Nuri Ergin, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, Çakıcı hakkında ağır sözler söyledi. Ergin, "Çakıcı adam mı, madam mı?", "Şerbeti katmerli şambabası", "Voltajı düşük sihirli lamba", gibi sözlere yer verdi.

Ergin, Çakıcı'ya yönelik koruma istediği şeklinde çıkan haberlere ilişkin de, "Fransa'dan beri tutturmuşsun koridor yok. Bu maltalarda bir de savcıdan utanmadan koruma istiyorsun. Satanist düşünceli şambabası, bırak bu kurnazlığı. Milleti ziyaretine bile çıkartmıyorsun. Kolpacı mesajında aman beni koruyun mesajı değil mi? Beni yorma. Benim seninle uğraşacak vaktim yok, boşuna yalvarma" dedi.

Kartal Cezaevi'ndeki mektup savaşları sonucu Nuri ve kardeşi Vedat Ergin, Uşak Özel E Tipi Cezaevi'ne sevk edildi. Ergin kardeşler, burada ayrı koğuşlara konuldu.

Çakıcı'nın adamlarının Karagümrükspor lokaline yaptığı baskına karşılık olarak 19 Nisan 2000'de Nuriş'in adamları, Gültepe ve Zeytinburnu'nda iki kahvehaneyi taradı. Bir kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Olaydan sonra yapılan operasyonlar sonucunda aralarında Ergin'in firari olarak aranan adamı Yavuz Erdoğan'ın da bulunduğu dört saldırgan silahlarıyla birlikte yakalandı.

20 Nisan 2000'de Nuri ve Vedat Ergin'in yattığı Uşak E Tipi Cezaevi'ne buzdolabı içinde dört tabanca, 80 mermi ve 2 cep telefonu sokulurken yakalandı. Olayla ilgili 18 kişi gözaltına alındı. Aynı aileden beş kişi tutuklandı.

26 Nisan 2000'de bir kişinin ölümü, 10 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan iki kıraathaneye yönelik silahlı saldırının ardından düzenlenen operasyonlanra, Ergin'in ağabeyi Nejat Ergin'in de aralarında bulunduğu yedi kişinin yakalandığı açıklandı. Sanatçı Sibel Can'ın halasının eşi Erol Urguçbay'ın evini kurşunlayan, Selçuk Ural'ın da silahla vurulması için planlar yapan bu kişiler, İstanbul DGM (Devlet Güvenlik Mahkemesi) Cumhuriyet Başsavcılığı'na sevk edildi.

 

 
 
  Bugün 39 ziyaretçi (60 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol